Cuma hutbe duası; Hutbe, cuma namazının sünneti ile farzının arasında, bayram namazlarında da namazdan sonra okunur. Cuma hutbesinin okunması ve dinlenmesi farz, bayram hutbeleri ise sünnettir.
Cuma namazının hutbesiz sahih olmayacağı konusunda fıkıh alimleri görüş birliği etmişlerdir.
Hutbe; farz namaz hükmünde olması sebebi ile, İmam hutbe okumaya çıktığı vakit, hiç bir şekilde konuşulmaz, Allah Rasulunun (s.a.v.) ismi anılsa dahi sesli salavat-ı şerife okunamaz, yaptığı duaya sesli olarak amin denilemez, konuşan birine elle sus işareti dahi yapılamaz. Bunlardan her hangi birine uyulmazsa hutbe bozulmuş olur, sevabından kişi mahrum kalır.
Hanefi mezhebinin temel kaynak eseri olan ve imamı Azam, Ebu Yusuf ve imam Muhammed’in görüşlerini bir araya getiren Kafî adlı eserde denilmiştir ki;
“Cuma hutbesini dinlemek farzdır. Cumanın ilk sünnetine yetişemeyen kimse, hatip minberde iken cumanın sünnetini kılması mekruhtur. Hatip minberden indikten sonra kılması caiz değildir. Ancak cumanın iki rekat farzından sonra cumanın sünnetini kaza eder. Tıpkı öğle namazının ilk sünnetini kılamayan kimsenin, farzdan sonra kaza etmesi gibi.”
Bir kimse cumanın ilk sünnetini kılıyorken hatip hutbeye başlasa, iki rekat kıldıktan sonra hemen selam verir. Eğer bir rekat kılmışsa bir rekat daha kılar selam verir. Eğer hatip hutbeye başladığı anda üç rekat kılmışsa sünneti tamamlar. Çünkü “hutbeyi dinlemek farzdır."
"Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
“Sizden biri mescide girdiği zaman imam minber de ise hutbeyi tamamlayana kadar, namaz kılmakta yoktur, konuşmakta yoktur.” Taberi
“Hutbe cuma namazının yarısı gibidir,” buyurmaktadır.
İslamda ilk cuma hutbesi;
Allah Rasulu (s.a.v.) hicret esnasında Kübâ'da 24 Eylül 622 günü ilk Cuma Namazını kılmış ve dolayısıyla ilk Cuma Hutbesini de burada okumuştur.
İslamiyetin ilk cuma hutbesinde neler vardı;
Allah Rasulu (s.a.v.) ilk Cuma namazı hutbesinde ; mü'minlere defahatle ahiret ve hesap gününü hatırlatmış, Kuran-ı Kerim’i hayat rehberi edinmelerini, farzlar ayına riayet etmelerini öğütlemiştir. İlk hutbe inananların üzerine faz kılınan görev ve sorumlulukları yinelemiş, geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte de Cuma ve Bayram namazlarına önem ve değer verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Namaz merkezli olarak şekillenen İslam toplumu; kendisi için gereken mesajları vakit namazlarında, cuma namazlarında ve bayram namazlarında okunan hutbelerin içeriğinden alacak ve kendisini Kur’an ve sünnet ışığında sürekli yenileyecek ve gaflete ve ümitsizliğe düşmeyecektir.